Köpekleri sevmemizin bir başka nedeni ise kuşkusuz çok oyuncu olmalarıdır. Ayrıca, köpekleri tasmalarından tutup dolaştırmak da çok zevklidir. Bir de uzun tüylü ise ve sevimli sevimli bakıyorsa hemen biz de bir tanesine sahip olmak isteriz.
İşte, farklı türlerde ve renklerde, büyüklü-küçüklü, tüylü-tüysüz yüzlerce köpek çeşidinin olması Allah'ın canlıları yaratırken hiçbir örnek olmadan, benzersiz, örneksiz yaratmasının en güzel göstergelerinden biridir. Kuran ayetlerinde Rabbimizin örneksiz yaratışı şöyle anlatılır:
Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratandır... O, herşeyi yaratmıştır. O, herşeyi bilendir. İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan başka ilah yoktur. Herşeyin yaratıcısıdır, öyleyse O'na kulluk edin. O, herşeyin üstünde bir vekildir. (Enam Suresi, 101-102)
Şimdi bir düşünün, bugüne kadar hiç köpek görmemiş olsaydınız ve sizden bir köpek resmi çizmeniz istenseydi, bunu yapabilir miydiniz? Tabii ki yapamazdınız. Böyle olması da çok normal. Bunu yalnızca siz değil, hiç kimse yapamazdı. Çünkü insan, doğada benzeri olmayan hiçbir şey yapamaz.
Örneğin, uçaklar kuşların uçuş sistemleri taklit edilerek yapılır. Robotlar insanların vücut sistemleri taklit edilerek üretilir. Oysa Rabbimiz, yeryüzündeki sayısız canlı türünü örneksiz, benzersiz yaratmıştır. Kutuplarda yaşayan sevimli penguenleri, ormanlar kralı aslanı, yunusları, kelebekleri, kuşları, arıları... Kısaca tüm canlıları yaratan Allah'tır.
Tüm bu özellikleri sayesinde köpekler, avın kokusunu alıp, izini sürerek, avcıların vurdukları avları kilometrelerce uzakta da olsa bulup getirirler. Polis köpekleri kendilerine koklatılan küçük bir eşyadan yola çıkarak o eşyanın sahibini bulabilirler. Örneğin; Sen Bernard cinsi köpekler, hani şu kocaman sarkık yanaklı olanlar, son derece duyarlı burunları ile kar altında gömülü kalan yaralıları kolayca bulup çıkarabilirler. İşte, köpeklerin sahip olduğu bu olağanüstü duyu organı başlı başına bir mucizedir.
Köpekler, havayı solumak için de burunlarını kullanırlar. Hava buradan geçerken süzülür, ısıtılır, nemlendirilir ve oradan da ciğerlere dolar.
Köpekler, havayı solumak için de burunlarını kullanırlar. Hava buradan geçerken süzülür, ısıtılır, nemlendirilir ve oradan da ciğerlere dolar. Bu sevimli canlılar, insanlarda olduğu gibi vücut ısılarını düzenlemek için terlemezler, çünkü vücutlarında ter bezleri yoktur. Isı ayarını solunum sistemleriyle yaparlar. Köpeklerin vücutlarındaki tüyler ise dışarıdan gelen ısının deri ile temasını önler. Hava sıcaklığının artmasıyla köpeklerin vücut ısıları da artar; vücut ısısı artan köpekler meydana gelen fazla ısıyı dillerini çıkararak atarlar. Böylece sıcak günlerde kalın tüylerine rağmen terlemezler. Allah onlara öyle mükemmel bir sistem vermiştir ki; insanların yarım saat hareket edince hemen terlemesine rağmen, saatlerce hiç durmadan koşan köpekler yine de terlemezler. Artık bunları bildiğinize göre, sıcak havalarda dilleri dışarı sarkmış köpekler gördüğünüzde onlar için üzülmenize gerek olmadığını da anladınız değil mi?.
Bir de, köpeklerin vücutlarında bizde olmayan bazı özel sistemleri vardır. Bu sistemler sayesinde, hayvanın yürürken sürekli yere sürtünen patileri tahriş olmaz, pençeleri de aşınıp kurumaz. Gördüğünüz gibi Rabbimiz, yarattığı bu canlının en küçük bir sorununu dahi onun için yarattığı bir koruma mekanizması ile çözmüştür. Rabbimiz herşeyi birbiriyle uyumlu yaratandır. Bu örnekte de gördüğümüz gibi Allah her canlıyı ihtiyacı olan özelliklerle donatmıştır. Böyle örnekler bizi düşünmeye ve Rabbimizin yaratışındaki sanatı fark etmeye yönlendirir.
KÜÇÜK BEYAZ KUZULAR
Belki dikkatinizi çekmiştir, kuzuların hepsi küçük, sevimli ve masum yüzlüdür. Bir de yine onlara benzeyen fakat daha iri olanları vardır. Bunlar da, kuzunun annesi olan koyunlardır. Kuzuyla annesi arasında çok güçlü bir bağ olduğunu biliyor muydunuz? Bu güçlü bağ ise koyun kuzuyu doyurmaya başladığı zaman oluşur.Oysa, koyunun kendi yavrusunu tanımak için fazla zamanı yoktur, doğum yaptığı an bunu başarmak zorundadır. Yoksa o kalabalık sürüde bir daha kuzusunu asla bulamaz. Ama böyle bir sorun yaşanmaz. Çünkü, Allah, koyuna yavrusunu doğurduğu an, tadını ve kokusunu öğrenmek için hemen yalaması gerektiğini ilham etmiştir.
Peki, yağmurlu havalarda kuzuların yağmurdan korunmak için ne kullandıklarını biliyor musunuz? Postlarını!.. Kuzu postu, çok yumuşak ve yağlı bir tabakadan oluştuğu için kuzunun ıslanmasına engel olan bir yağmurluk görevini görür. Böylece yağmurlu havalarda tüylerinin kıvrık ve kuru kalmasını sağlar.
Koyunların ve kuzuların bizim için birçok yararı vardır. Bize her gün süt verirler. Sütün içindeki kalsiyum kemiklerimizin ve dişlerimizin gelişimi için çok önemlidir. Sütten yoğurt, peynir gibi temel gıdalar yapılır. Pasta, börek ve diğer yemeklerde de bunlar kullanılır. Kısacası süt en çok kullandığımız ve bize en faydalı olan gıdalardan biridir. Ayrıca yünlerinden elde edilen ipliklerle de giyinmemiz için kumaş üretilir. Birçok kullanım alanı olan iplikler yaşamımızı çok kolaylaştırmıştır. Allah'ın insanlara indirdiği kitap olan Kuran'da da bu hayvanların insanlara sağladığı faydalar aşağıdaki ayetlerle anlatılmıştır:
... Size hayvan derilerinden hem göç gününde, hem de yerleşme gününde kolaylıkla taşıyabileceğiniz evler; yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir zamana kadar giyimlikler döşemelikler ve (ticaret için) bir meta kıldı. (Nahl Suresi, 80)
.
.. İçenlerin boğazından kolaylıkla kayan dupduru bir süt içirmekteyiz. (Nahl Suresi, 66) Gerçekten bu ayetlerdeki gibi koyunların ve kuzuların birçok özelliğinden yararlanırız. Allah'ın bizim için yaratmış olduğu bu nimetler için çok şükretmeliyiz.
VEFAKAR ARKADAŞLARIMIZ: ATLAR
25 'ten fazla türü olan bu sadık dostlarımız hiç yorulmadan bizi kilometrelerce uzağa taşıyabilirler. Atlar, tarih boyunca insana en çok yardımcı olmuş hayvanlardır.
Bugün sokaklarda binlerce araba ve bu arabalar için yapılmış yollar var. Oysa, bu arabalar ancak son yüzyılda insanlara hizmet etmeye başlamışlardır. Sizin dedenizin dedesinin doğduğu yıllarda hiç kimse araba diye bir şeyin varlığını bilmiyordu. O tarihte ulaşım ve taşıma işleri hayvanlar, özellikle de atlar sayesinde yapılıyordu.
Rabbimiz, atın tüylerine de çok önemli bir özellik vermiştir. Atların tüyleri vücut ısılarının ayarlanması için termostat, yani ısı ayarlayıcısı görevi görür. Vücutları her zaman 38 derece sıcaklıkta olmalıdır. Bu ısının korunması için soğuk kış günlerinde atın tüyleri uzar, sıcak mevsimlerde ise dökülür ve vücut ısısının sabit kalmasını sağlar.
Atların bacakları yalnız ağır yükleri taşıyabilmeleri için değil, aynı zamanda da hızlı koşabilmeleri için özel yaratılmıştır. Atlarda, diğer hayvanlarda olduğu gibi köprücük kemiği yoktur. Bu da onların daha büyük adım atabilmelerini sağlar. Ayrıca atların bacaklarında hızlandıkça harcadıkları kuvveti düşüren buna karşın hareket edebilme yeteneklerini artıran bir kemik-kas mekanizması vardır. Bu mekanizmanın çalışmasını otomobillerdeki vites sistemine benzetebiliriz. Hızlanan bir arabanın vitesini büyütmesi gibi atlar da hızlandıkça adeta vites büyütürler. Bu sayede itme için harcanan güç azaltılırken, hareket yeteneği artar.
Cevap çok basittir. Atlara bu yetenekler kendileri için değil, insanlara faydalı olabilmeleri için verilmiştir. Yani atları Allah bu özellikleriyle insanlara hizmet etmeleri için yaratmıştır. Rabbimiz hayvanları insanlar için yarattığını ayetlerinde şöyle bildirmiştir:
Ve hayvanları da yarattı; sizin için onlarda ısınma ve yararlar vardır ve onlardan yemektesiniz. Akşamları getirir, sabahları götürürken onlarda sizin için bir güzellik vardır. Kendisine ulaşmadan canlarınızın yarısının telef olacağı şehirlere onlar, ağırlıklarınızı taşımaktadırlar. Şüphesiz sizin Rabbiniz şefkatli ve merhametlidir. Onlara binmeniz ve süs için atları, katırları ve merkebleri (yarattı). Ve daha sizlerin bilmediğiniz neleri yaratmaktadır? (Nahl Suresi, 5-8)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder