Sincaplar, daha çok Avrupa kıtasındaki ormanlarda yaşarlar. Boyları 25 cm., yani sizin ellerinizle iki karıştır. Vücutlarının arkasında, hemen hemen kendi boyları kadar uzun, yukarı doğru duran, geniş ve gür tüylerden oluşan kuyrukları bulunur. Herşeyi bir amaçla yaratan Allah'ın, sincaba böyle bir kuyruk vermesinin de elbette bir nedeni vardır: Sincap, bu kuyruk sayesinde dengesi bozulmadan ağaçtan ağaca atlar.
İşte, herşeyi mükemmel bir uyum içinde yaratan Allah, onların dişlerine çok önemli bir özellik vermiştir. Bakın şimdi çok şaşıracaksınız; çünkü sincapların dişleri kırılıp-aşınsa bile, yerine hemen yenisi çıkar. Aşınan dişler sürekli uzayarak alttan yenilenir. Dahası, Allah bu özelliği yalnızca sincaba değil, yiyeceklerini kemirmek zorunda olan bütün canlılara vermiştir. |
Sincap, minik sivri tırnakları sayesinde ağaçlara tırmanabilir. Bir dalın üstünde koşabilir, baş aşağı sallanabilir ve o şekilde ilerleyebilir. Özellikle gri sincaplar bir ağacın en uçtaki dalından 4 metre uzaktaki bir başka ağacın dalına rahatlıkla atlayabilirler. Havada uçarken de kollarını ve bacaklarını açarak adeta bir planör gibi hareket ederler. Bu esnada yassılaşan kuyrukları ise hem dengelerini sağlar hem de yönlerini ayarlayan bir dümen görevi görür. Hatta kendilerini 9 metre yükseklikten boşluğa bırakıp dört ayaklarının üzerine yere yumuşak iniş yapabilirler.
Peki ama nasıl? İşte, tüm bunlar sincabın arka ayaklarını, mesafeleri çok iyi ayarlayabilen keskin gözlerini, güçlü pençelerini ve denge kurmasına yarayan kuyruğunu kullanması sayesinde olur. Ama hiç düşündünüz mü, acaba sincaba bu özellikleri veren ve bunları kullanmasını öğreten kimdir; sincap bu şekilde yaşaması gerektiğini nereden biliyor? Sincapların ailece ellerine cetvel alıp ormandaki her ağacın boyunu veya ağaç dallarını ölçmeleri mümkün olmadığına göre, sincaplar ağaçtan ağaca atlarken mesafeleri nasıl ayarlıyorlar? Ayrıca, sincaplar nasıl hiçbir yerlerini sakatlamadan ya da yaralanmadan bu kadar hızlı hareketlerle atlayıp zıplayabiliyorlar?
Üstelik sincaplar yüksek ağaçların tepelerinde yetişen ceviz, kestane, fındık ve çam fıstığı gibi sert kabuklu besinlere ulaşabilmek için gereken bütün yeteneklere ve fiziksel özelliklere sahiptirler. Allah doğadaki bütün hayvanlar gibi sincaplar ıda, ihtiyaç duydukları yiyecekleri kolayca elde edebilecek şekilde, özel olarak yaratmıştır.
Sincaplar kışın yemek bulmakta çok zorlanırlar. Bu yüzden yaz aylarında kış için yiyecek biriktirirler. Sincaplar kışın yiyecekleri besin maddelerini daha önceden toplayan canlılardandır. Ancak yiyecek depo ederken çok dikkatlidirler. Meyveleri ve buldukları etleri depo etmezler. Çünkü bu yiyecekler kısa zamanda bozulur, o zaman da sincaplar kışın aç kalırlar. Bu yüzden sincaplar kış için yalnızca ceviz, fındık ve kozalak gibi dayanıklı yemişleri toplarlar.
Kış için yiyecek depolayan sincaplar, çeşitli yerlere gömdükleri fındıklarını mükemmel koku duyularını kullanarak bulurlar. Öyle ki, 30 cm.'lik karın altına gizlenmiş olan fındıkların bile kokusunu alabilirler.
Yiyeceklerini keselerinde taşıyan sincaplar bunları yuvalarına götürürler. Bu inlerde birden çok yerde besin depolarlar. Fakat çoğunun yerini daha sonra unuturlar. Ancak bunun özel bir sebebi vardır. Allah bu durumu da özel olarak yaratır Sincapların unutup yer altında bıraktıkları yemişler zamanla ormanın içinde filizlenip gelişerek tekrar yeni ağaçlar oluşturur.
Boyut olarak küçük olan hayvanlar hareket etmediklerinde hızla ısı kaybeder ve donma tehlikesi ile karşılaşırlar. Bu da onlar için özellikle uykuda oldukları vakitlerde bir tehlike oluşturur. Ama Allah her canlı türü için olumsuz dış şartlardan etkilenmemelerini sağlayacak korunma yöntemleri yaratmıştır. Örneğin sincap gibi canlılar kalın bir kürke benzeyen kuyruklarını vücutlarının etrafına sarmalayıp, bir top gibi kıvrılarak uyurlar. Sincapların kuyrukları tıpkı bir palto gibidir. Soğuk havalarda uyuduklarında kuyruklarına sarılarak donmaktan kurtulurlar.
Bu sevimli canlılara Allah ihtiyaçları olan bütün özellikleri vermiş ve nasıl kullanacaklarını da öğretmiştir. Onlar da Allah'ın ilhamı ile hareket ederek yaşamlarını rahatlıkla sürdürürler.
HAVUCU SEVEN TAVŞANLAR!
Evlerimizde beslediğimiz, o bembeyaz tüylerini okşadığımız ve havuç kemirişlerini seyretmekten büyük zevk aldığımız tavşanlar hakkında da yeni bilgiler öğrenmeye ne dersiniz? Bakalım bu sevimli hayvanların hem bilmediğimiz, hem de ilginç ne özellikleri varmış:Bir tavşanın yanına yaklaşmaya çalışırsanız ne kadar hızlı kaçtığını hemen fark edersiniz. Bu sevimli hayvanların, kafalarını eğmiş ot yerken bile o uzun kulaklarıyla düşmanlarını çok rahat fark edebildiklerini biliyor muydunuz? İşte, bu keskin işitme yeteneklerinden dolayı, kendinizi fark ettirmeden onlara yaklaşmanız çok zordur. En ufak bir sesi veya kıpırtıyı hissedip, olanca hızlarıyla kaçarlar.
Tüm tavşanlar yaratılıştan bu özelliklere sahip olarak doğarlar. Allah onları hızlı koşucular olarak yaratarak, düşmanlarından kolayca kaçabilmelerini sağlamıştır.
Sizce bir tavşana "en çok ne yemeyi seversin?" diye sorsak ne cevap verir bize? Evet, haklısınız "havuç" der (havucun gözlerimize ne kadar iyi geldiğini de unutmayalım). Peki, tavşanların yeraltında kazdıkları yuvalarda yaşadıklarını, havuçların da tam onların yerin altındaki yaşantılarına uygun şekilde yerin altına doğru büyüdüklerini biliyor muydunuz? Evet, sizin de bu sorudan anladığınız gibi havuçlar tavşanların beslenme ihtiyaçlarını karşılamalarına en uygun şekilde yaratılmışlardır.
Al-i İmran Suresi'ndeki bir ayette şükredenleri ödüllendireceğini Allah bize şöyle bildirmiştir:
…Biz şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz. (Al-i İmran Suresi, 145)
Çocuklar! O zaman siz de her zaman gördüğünüz nimetler ve güzellikler için Allah'a şükretmeyi sakın unutmayın.
…Biz şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz. (Al-i İmran Suresi, 145)
Çocuklar! O zaman siz de her zaman gördüğünüz nimetler ve güzellikler için Allah'a şükretmeyi sakın unutmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder